Haber

İzmir Barosu: Anayasa değişikliği teklifine ‘hayır’ diyoruz

İZMİR –İzmir Barosu, Anayasa’nın din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen 24’üncü maddesi ile eşit aile yapısını öngören 41’inci maddesinde değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Ana muhalefet partisi milletvekillerinin “Başörtüsü takan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına bazı yasal güvenceler getirilmesi” önerisinin, iktidar koalisyonunda anayasa değişikliği teklifiyle karşılandığını belirten İzmir Baro, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Öncelikle belirtelim ki, kadınların gündelik hayatını düzenleyen Meclis, halen tüm yurttaşları temsil etme misyonuna sahipse, bu misyonun gereği olarak atılması gereken en öncelikli adım, Türkiye Birliği’nin kurulmasıdır. Barolar, barolar, kadın örgütleri ve bu alanda çalışan uzmanların bu değişikliğe katılması gerekiyor. kendi görüşleri. Ancak basına ve kamuoyuna yansıyan değişimin etki edeceği toplumsal kesimler dışında; Homofobik ve transfobik nefret konularına komite düzeyinde bir sandalye verildi ve bu anayasa değişikliğinde anayasanın var olma amacına yönelik yaklaşımlar belirleyici rol oynadı.

‘GİYİM TERCİHİNDE ÖZGÜRLÜK ALANINI DİNİ İNANÇTAN DOLAYI KISITLIYOR’

Anayasa’nın en değerli özelliğinin toplumun en geniş kesimini temsil etmesi olduğunun altı çizilen açıklamada, bu anayasa değişikliği önerisinin dini inanç nedeniyle giyim kuşam özgürlüğünü sınırladığı belirtildi. Açıklamada, “Teklif, toplumun inancına göre kıyafet seçenlerin özgürlüğünü garanti altına alırken, dolaylı olarak, kıyafet tercihi dini inancıyla ilgili olmayan tüm kadınları anayasal güvenceden mahrum bırakmaktadır. Direnişten anlaşılmaktadır. İktidar koalisyonunun bu eksikliği gören muhalefetin 24’üncü madde önerisinin kanunun geneline uygun olarak revize edilmesi, amacın kadınların giyim tercihlerini güvence altına almak olmadığı yönündeki önerisine; giyim tercihi dini gerekçelere dayanmayan kadınları toplumdan izole etmek, ötekileştirmek ve ayrımcılığı güvencesiz bırakmaktır.”

“HERKESİ EŞİTLİĞE, LAİKLİĞE, YAŞAM HAKKIMIZI SAVUNMAYA ÇAĞIRIYORUZ”

Türkiye Cumhuriyeti’nin insan haklarına saygılı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu hatırlatılan açıklamada, “Bir devletin anayasasında değişiklik öngören yasa tasarısının gerekçesinde ayrımcı, ötekileştirici ve hatta ayrımcı yasalar yer alıyor. Nefret söylemi olarak nitelendirilebilecek ifadelerin yer alamayacağı kabul edilmelidir.

Teklif ilişkisinde yer alan sözlerin ayrımcı yeni düzenleme ve uygulamalara yol açacağı anlaşılırken, açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Kadınların başlarını neyle örtecekleri, ne giyecekleri siyasetin, anayasanın konusu değil. Teklifle bağlantılı olarak, başörtülü kadınların ülkede kamu hizmeti alırken veya sunarken herhangi bir sorun yaşamadığı belirtilirken, teklifin ülke gündemine taşınmasındaki temel nedenin, 2015 yılı aşkın bir süredir bir seçim atılımı olduğu açıkça görülüyor. siyasi kutuplaşma Hiçbir konuda uzlaşmaya varmayan, parlamentoyu bile düşünmeden seçim tarihini belirleyen, kendi partisi dışındaki kimseyi ve görüşü yok sayan, defalarca anayasayı çiğneyen, İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede gerekçesiz ve aleyhine iptal eden bir iktidar. kanun, anayasa yapamaz. Anayasayı hiçe sayan, emredici kurallarını uygulamayan, hatta Anayasa Mahkemesi kararlarını bile uygulamayan bir iktidarın samimiyetini gösterecek ilk kriter, anayasaya aykırı yaklaşımlarından vazgeçmesidir. Bütün bu nedenlerle çoğulculuktan, demokrasiden, eşit yurttaşlıktan ve insan haklarından yanadır; Anayasa değişikliği teklifine hayır diyoruz. Paydaş olan herkesi bu tarafta yer almaya, eşitliği, laikliği, yaşam hakkımızı savunmaya, ‘LGBTİ+ hakları insan haklarıdır’ demeye davet ediyoruz” (WALL)

kalkandere-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort